DÜNYA ALZHEİMER GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI

20.09.2021

  Türk Nöroloji Derneği (TND) Davranış Nörolojisi Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Neşe Tuncer ve TND Genel Sekreteri Prof. Dr. Demet Özbabalık Adapınar 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü ve Alzheimer hastalığıyla ilgili yaptıkları ortak açıklama ile Alzheimer hastalığı ve Alzheimer hastalarının yaşadıkları sorunlara dikkat çekti.

 

“Pandemi dönemi bir taraftan Alzheimer tanısı almış kişiler ve bu kişilere bakım veren yakınları için zor geçerken, diğer taraftan da hastalığın tanı ve tedavisi için sevindirici haberlerin geldiği bir zaman dilimi olarak hatırlanacak.”

Bilindiği üzere 21 Eylül tarihi tüm dünyada Alzheimer hastalığı ve hastalarının hatırlandığı “Dünya Alzheimer günü “olarak anılır. Böyle bir günün varlığının amacı,  ortalama yaşam süresinin uzaması ile daha çok görülen ve henüz tam olarak tedavisi yapılamayan Alzheimer hastalığı ile ilgili geçmişten gelen ve yeni bilgilerin toplumla paylaşılması ve hastalıkla ilgili farkındalığın artmasının sağlanmasıdır. Ancak senede bir gün bunu yapıyor olmak artık sayısı giderek artan hastalık için yetmiyor gibi görünmektedir. 

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) raporuna göre, dünyada Demans hastalarının sayısı 2030 yılında 78 milyon, 2050 yılında ise 139 milyona ulaşacak ve küresel halk sağlığı problemine dönüşecektir. Bu sorunun en çok etkilediği ülkeler ise çoğunlukla orta ve düşük gelir düzeyine sahip ülkeler olacaktır.  TUİK verilerine göre; ülkemizde 65 yaş üzeri birey sayısı 10 milyon civarındadır ve 2040 yılında bu rakamın 16 milyonun üzerine çıkması beklenmektedir. Bu aynı zamanda artacak Alzheimer hasta sayısının da habercisidir. Ülkemizde 2020 yılında hayatını kaybeden yaşlılar arasında 13 bin 498 kişi Alzheimer hastalığı tanısı ile izlenmektedir.

Bu denli artan sayı, yeryüzünde yaşayan birçok insanın en bilge zamanlarını etkileyerek, öğrendiklerini, yaşadıklarını ve tecrübelerini yok etmektedir. Hastalık, kişilerin belleklerini, yön ve mekânı bulmalarını, öğrenme, dil ve muhakeme yeteneklerini etkilerken, günlük yaşamda alışkın oldukları pek çok işi de yapamaz hale getirebilmektedir. Bununla birlikte, Alzheimer her yaşlının kaçınılmaz bir sonucu olmayıp pek çok neden bu hastalığın ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir.  Hipertansiyon, diyabet, depresyon, kötü beslenme, hareketsiz hayat, alkol ve sigara kullanımı bu nedenlerin başında gelir. Bu risklerin tedavi edilmesi ya da kötü alışkanlıkların bırakılması demansın oluşumunu önemli oranda azaltacaktır. 

Özellikle pandemi süresi içinde hastalıktan korunma adına evinden çıkamayan, yakınlarını ve sevdiklerini görmekte zorlanan Alzheimer hastaları, hastalık ile ilgili seviyelerinde bir miktar kötüleşme göstermişlerdir. Covid geçiren demans hastalarında bu durum daha da sıkıntılı olup, enfeksiyondan aylar sonra bile özellikle bellek, dikkat ve günlük aktiviteleri eskisi gibi olmakta zorluk çekmektedirler. 

Bütün bunlar olurken ABD Gıda ve İlaç Dairesi'nden (FDA) Alzheimer hastalığının tedavisi için çalışması yapılan ilaçlardan olan Aducanumab (Aduhelm™) için hızlandırılmış bir onay vermiştir.  Onay alması biraz tartışmalı olsa da ilaç Alzheimer hastalığının altında yatan biyolojiyi ele alan ilk FDA onaylı tedavidir ve uzun yıllar sonra alana giren ilk ilaçtır. Çalışmalara göre, hastalığın erken döneminde ilacı kullananlarda hastalığa özgün amiloid maddesi beyinden uzaklaştırılmakta, bilişsel ve işlevsel gerileme makul ölçüde azalmaktadır. İlaç henüz ülkemizde yoktur.  Bu tedavinin onaylanması, erken teşhis ve doğru teşhisin önemini vurgulamaktadır. 

Teknoloji alanında ilerlemeler ve yapay zekanın sağlık alanında daha etkin kullanılması Alzheimer ile ilgili teşhis yöntemlerinde de büyük gelişmelere neden olmaya devam etmektedir. Hastalığa özgü saptanabilir maddeler olarak tanımlanan biyobelirteçlerin kan ve bel suyundan elde edilebilmesi, görüntüleme aletleri ile beyindeki harabiyetin gösterilebilmesi ve genetik bozuklukların ölçülebilmesi ile hastalık daha erken dönemde yakalanarak yeni tedavilerin kullanılabileceği dönemi kaçırmamak amaçlanmaktadır. 

 

Yaşamı ve anıları kaçırmamak, sevdiklerimizin yüzünü ve ismini hep hatırlamak için egzersiz ve sağlıklı beslenmeyi, yaşam boyu öğrenmeye devam etmeyi, şarkılar ile eğlenmeyi ve ne olursa olsun her daim hayata güzel bakmayı ihmal etmeden yaşamak, Alzheimer’dan korunmanın en başta gelen yoludur.