GİDEREK YÜKSELEN TEHDİT! TÜRKİYE’DE BEYİN DAMAR HASTALIKLARINDAN ÖLÜMLER ARTIYOR

2.06.2015

Prof. Dr. Şerefnur Öztürk  (Türk Nöroloji Derneği Başkanı)
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji AD Başkanı

Türkiye İstatistik Kurumu 2014 verileri ülkemizde beyin damar hastalıklarının hızla artmakta olduğunu ortaya koymaktadır ve korkunç bir gerçek de bu hastalıklardan kaybedilen hastaların oranlarının, kazalarla kaybedilenlerin iki katı olmasıdır.

Toplumların gelişmesinde önemli göstergelerden biri de sağlık alanında ulaştıkları durumdur. Ekonomik ve teknolojik gelişimler sağlığı hem olumlu hem olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Toplumların refah düzeylerinde yükselmeler ile paralel olarak, hastalıklardan korunmaya yönelik, risk faktörlerini önleyici ve giderici stratejiler geliştirilebilirse sağlıklı topluma ulaşmak mümkün olabilmekte, bu koşul sağlanamazsa sağlığı olumsuz yönde etkileyen kötü beslenme, fiziksel aktivitede azalma, obezite ve diyabet hastalığı oranlarında artış gibi faktörlerle dolaşım sistemi hastalıkarı artmaktadır.

Son açıklanan TUİK raporlarına göre Türkiye’de beyin damar hastalıkları nedeniyle hayatını kaybeden kişilerin sayısı 2013 yılında 35 977 (16 219 erkek; 19 758 kadın) iken 2014 yılında 37 403’e ulaşmıştır (16 632 erkek, 20 771 kadın). Bu rakamlar, bütün kazaları dikkate alsak bile, kazalar nedeniyle hayatını kaybedenlerin yaklaşık iki katıdır.

Genel olarak dolaşım hastalıklarından kaybedilen hasta sayısı ülke genelinde  143 084 olarak tespit edilmiştir. Hastalıklar nedeniyle ülkedeki genel ölüm oranı 360873 tespit edilmiştir.

Beyin damar hastalıklarından ölüm ve sakat kalma oranlarını azaltmanın en ideal yolu bu hastalıkların risk faktörlerinin azaltılması için koruyucu önlemlerin alınmasıdır. Bu risk faktörlerinin başında hipertansiyon, özellikle ritim bozuklukları ile birlikte olan kalp hastalıkları, sigara, alkol kullanımı, kan yağlarının yüksek olması, diyabet hastalığı, obezite, fiziksel aktivite eksikliği, yetersiz sebze meyve tüketimi ve uyku hastalıklarıdır. Bireyin ve dolayısı ile toplumun yaşam tarzında eğitim ve çevresel düzenlemeler ile yapılacak değişiklikler ile bu risk faktörlerinin büyük ölçüde önlenebildiği ve dolayısı ile beyin damar hastalıklarının önlenebildiği gösterilmiştir.

Beyin damar hastalıklarının en yaygını ve ölüme en fazla neden olan inme belirtilerinin bilinmesi de bu hastalığın çabuk tanınması ve başarısı zamana bağlı olan trombolitik tedaviye yani damar açıcı tedaviye ulaşılabilmesini sağlayabilecektir. İnme tedavisinde en önemli faktör tedaviye çabuk ulaşabilmektir ki biz bunu “Zaman Beyindir” şeklinde ifade ederiz. Yani kaybedilen her dakika beyinde milyonlarca hücrenin ölümü demektir.

Bu tedavinin gerçekleştirilebilmesi ve inme hastasına en ideal tedavi ve bakımın sağlanabilmesi ise ancak inme ünitelerinin yaygınlaştırlması ve daha etkin olarak çalıştırılabilmesi ile mümkündür. Yapılan çalışmalar inme hastalarının inme ünitelerinde izlenmesi ile fonksiyonlarını tekrar kazanma oranlarının önemli ölçüde artış gösterdiğini, ölüm oranlarında ise belirgin düşme sağlandığı gösterilmiştir. İnme üniteleri nöroloji hekimlerince yönetilen ve yürütülen multidisipliner multidisipliner ünitelerdir. Beyin damar hastalıklarının akut dönemde yani beyin damar tıkanıklığı veya kanaması olduğu anda en hızlı ve çağdaş tedaviyi özelleşmiş, eğitimli inme ekibi ile vermeye yönelik bu ünitelerin sayıları ve etkinlikleri ülkemiz koşullarında rahatlıkla artırılabilir. Bu ünitelerin standartlarının oluşturulması için Türk Nöroloji Derneği olarak Sağlık Bakanlığı ile birlikte çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Yakın bir gelecekte ülkemizde hem halen hizmet vermekte olan inme üniteleri hem de yeni oluşturulacak üniteler ve inme merkezlerinin aktifleştirilerek Avrupa ülkelerindeki sisteme benzer bölgesel inme iletişim ve ulaşım ağının oluşturulması ve aktifleştirilmesi ile inme hastalarının bakımının daha ideal seviyelerde sağlayanacağına inanıyoruz.  

 


Tüm Haberler İçin Tıklayın