29 Ekim Dünya İnme Günü

30.10.2023

İNME SIKLIĞI ARTIYOR AMA TEDAVİSİ VAR: Bilmek kurtulmanın anahtarı.

İnme beyin damarlarının tıkanması veya beyin kanaması sonucu oluyor. Her beş inmeden yaklaşık dördü damar tıkanmasına bağlı iken kalanı tansiyon yüksekliği veya anevrizma gibi nedenlere bağlı kanamalardır.

İnme sıklığı ülkemizin de aralarında olduğu gelişmiş toplumlarda giderek artmaktadır. Türkiye’de birkaç milyon ile ifade edilen sayıda inme geçirmiş kişi olup bunlara sadece gelecek yıl neredeyse çeyrek milyon daha eklenecektir. İnme erişkinde sakatlığın en sık nedenidir. Ayrıca, inme ölüm nedenleri listesinin en üst sıralarında yer alır. İnme ülkemizde geçen yıl yaklaşık 45.000 ölümden sorumlu idi. Ülkemiz nüfusun yaşlanması ve sağlık yönetimin gelişmesine paralel olarak gelecek yıllarda inme sıklığının azalma göstermeyeceği aşikârdır.

İnme oluş yerine tekabül eden beyin fonksiyonunun aniden bozulmasına yol açıyor. En sık belirtiler “yüzde kayma”, “konuşma bozukluğu” ve “kolda güçsüzlük” olmaktadır. Türk Nöroloji Derneği [TND] ve Türk Beyin Damar Hastalıkları Derneğinin [TBDHD] kampanyalarında kolaylıkla farkına varılabilen bu belirtilerin halka öğretilmesi hedeflemektedir. Eğer belirtilerden biri varsa, vakit geçirmeden 112’nin aranması tedaviye zamanında ulaşılması için kritik önemdedir. El, bacak veya vücudun bir veya iki tarafında kuvvet kaybı, görme kaybı, baş dönmesi, dengesizlik, çift görme, beceriksizlik, istemsiz hareket ve yürüyememe, ani hafıza kaybı, epilepsi nöbeti, ciddi baş ağrısı ve komaya kadar bilinç gerilemesi gibi belirtiler de inmeye bağlı gelişebilir. Herhangi biri varsa ya da bir şüphe halinde hemen 112’yi aramak ve hiç vakit kaybetmemek gerekir.

İnme acil bir durumdur. Damar tıkanması olgularında damar açıcı tedavilerin etkinliği zamana ve dokunun kan akımının kesilmesine olan dayancına bağlıdır. Zaman beyindir. Tedaviye ne kadar erken başlanırsa o kadar iyi sonuç alınır. Tıkalı beyin damarının açılması için ilk 4,5 saat içinde damar içine pıhtı eritici ilaçlar (Trombolitik denir) uygulanabilir. Daha etkili bir yöntem, hastanede yapılan görüntülemelerde beyin damar tıkanıklığı saptanan hastalarda ilk gün içinde anjiografi ile tıkayıcı pıhtıya ulaşılarak dışarı çekilmesi ile damarın açılmasıdır. Trombektomi adı verilen bu işlem ülkemizde inme merkezlerinde yapılır.

Türkiye'de Sağlık Bakanlığı ile inme biliminin akademik otoriteleri olan TBDHD ve TND'nin yakın işbirliği ile önemli adımlar atılmış ve “Türkiye'de Akut İnmeli Hastalara Verilecek Sağlık Hizmetleri Yönergesi” 18 Temmuz 2019'da yayınlanmıştır. Bir yıl sonra yürürlüğe girmesi beklenirken pandemi nedeniyle yönerge Mart 2021'de hayata geçirilmiştir. O tarihten itibaren hızla ülke nüfusunun %90’ından fazlasını kapsayacak şekilde inme merkezi ve üniteleri tescillenerek hizmete sokulmuştur.

"İnme üniteleri", batı ülkelerindeki "birincil inme merkezlerinin" ülkemiz için bir uyarlamasıdır. Bu hastaneler trombolitik tedavi uygulanabilen, kritik ve ileri nörolojik tedavi yöntemlerine ihtiyaç duymayan hemen her hastanın yatırılabileceği merkezler olup sıklıkla daha küçük yerleşim yerlerinde bulunmaktadır. Bu hastanelerin yatan hasta ünitelerinde en az dört özel yatak bulunmalıdır. Hastane günün her saatinde bilgisayarlı tomografi ve bilgisayarlı tomografi anjiyografi yapabilmelidir. İnme ünitelerinin bölgesel bağlamda inme merkezi ile koordineli olarak çalışması beklenmektedir. İl sağlık müdürlükleri genellikle bu bölgesel akut inme tedavisi sisteminin oluşturulmasında aktif rol almaktadır.

“İnme merkezleri” ise nöroloji yoğun bakım üniteleri, her türlü nörogirişimsel işlemin yapılabileceği anjiyografi ünitelerinin yanı sıra günün her saatinde yapılabilen ileri görüntüleme, operasyon, nöroyoğunbakımda hasta takibi araç, imkân ve tesislerine sahiptir. Büyük beyin damarı tıkanması olan ve girişimsel veya nöroyoğunbakım tedavisi gerektiren tüm akut iskemik inme vakaları ile hemen her tip akut beyin içi kanamalar ile anevrizma kanamaları inme merkezlerinde yönetilmektedir.

İnme çok çeşitli hastalıklara bağlı gelişebilmektedir. Hipertansiyon, diabetes mellitus, dislipidemi, atrial fibrilasyon, sigara içimini içeren çok sayıda hastalık ve risk faktörü inme gelişimi ile ilişkilidir. Maalesef, ülkemizde çok sayıda kişinin hipertansiyonu olduğu, şeker hastalığı bulunduğu, kan yağlarının yıllardır yüksek seyrettiği ancak inme geçirdikten sonra anlaşılabiliyor. Örneğin kritik seviyeye kadar ilerlemiş böbrek bozukluğu yapmış diyabetin inme geçirdikten ile teşhis edilmesi nadir değil bizde. Atrial fibrilasyon hastaların neredeyse üçte birinde var ama önemli bir çoğunluğuna biz inme geçirdikten sonra tanı koyuyoruz. Hal bu ki bunların tamamında inme aslında önlenebilir bir felakettir.

Bazen inmenin altından kanser, vitamin eksikliği, başka sistemik hastalıklar, uygunsuz ilaç ve madde kullanımı, travma, pıhtılaşma bozuklukları veya enfeksiyonlar çıkabilir. Ailevi genetik hastalıklar da inme nedenleri arasındadır.

Amerikan Kalp Birliği ülkesinde kardiyovasküler hastalıklar ve inmeden ölümlerinin beşte bir azaltma hedefi ile “Hayatın Esası 8” mottosu ile geniş bir kampanya yürütmektedir. Bu bağlamda inme geçirmemek için sekiz faktöre dikkat çekilmektedir. Bunlar “Sigara içme”, “Fiziksel olarak aktif olmama yani hareketsizlik”, “sağlıksız beslenme tarzı”, “sağlıksız uyku düzeni” “şişmanlık”, “hipertansiyon”, “diyabet” ve “kan lipit (kolesterol) yüksekliği”dir. Diğer bir deyişle inmeyi de içerecek şekilde tümden damar sağlığının 8 saç ayağı Amerikan kalp Derneği'nce sağlıklı diyet, fiziksel egzersiz, nikotinsiz hayat, uyku sağlığı, normal vücut kitle indeksi, normal kan lipitleri, normal kan şekeri ve normal kan basıncı olarak konulmuş oluyor. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı tarafından da damar sağlığın iyileştirilmesine dair etkili çalışma ve kampanyalar yapılmıştır. Bunlar arasında “Türkiye Kalp ve Damar Hastalıkları Önleme ve Kontrol Programı (2021-2026)”, “Türkiye Diyabet Programı (2015-2020)”, “Türkiye Sağlıklı Yaşlanma Eylem Planı ve Uygulama Programı (2021-2026)”, “Ulusal Tütün Kontrol Programı-Eylem Planı (2018-2023)”, “Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı Yetişkin ve Çocukluk Çağı Obezitesinin Önlenmesi ve Fiziksel Aktivite Eylem Planı (2019-2023)” ve “Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Programı (2017-2021)” sayılabilir. Ancak pandemi ve sonrasında yaşadığımız yüzyılın felaketi nedeniyle bariz bir duraklama yaşadığımız açıktır. Şimdi bu kampanyaları kalınan yerden tekrar başlamak, giderek yükselterek tekrar hayata geçirmek gereklidir ve bu Sağlıklı Türkiye için olmazsa olmazdır. Dört sağlık faktörü (vücut kitle indeksi, kan şekeri seviyesi, kan lipit seviyesi ve kan basıncı) ve dört sağlık davranışı (sigara içme, fiziksel aktivite, diyet ve uyku) hedefimizde olmalıdır.

Hayatın esası sekiz ile şematize edilmiş olan hedef ve ilkeler inme geçirmemek için ne yapmamız gerektiğini ortaya koymuş oluyor. O halde sigarayı derhal bırakmak gerekir. İnme geçirmemek için sigarayı bırakmak, hiç içmemek ve dumana da maruz kalmamak gerekir. Yani yanınızda da içilmemelidir. Sigarayı bıraktıktan sonraki birinci yılın sonunda inme riskinde bariz düşme olacaktır. İnmesiz yaşam için elektronik sigara, nargile ve her türlü dumanı hayatımızdan çıkarmamız olmazsa olmaz bir şarttır.

İkinci olarak kilo fazlası varsa zayıflamak gerekir. Her şeyden önce vücut kitle indeksinizi öğrenerek başlamak lazım gelir. Bu indeks kilonun metre cinsinden boyun karesine bölümüdür. İdeali 25 ve altında olmasıdır. Özellikle 30 ve üzerinde ise inme riski katlanır ve tıbbi yardım ile zayıflama ve fazlalıkların verilmesi zaruri hale gelir.

Yapılması gereken üçüncü iş sağlıklı yemek alışkanlığını hayata geçirmektir. Sağlıklı Diyet kategorik olarak beş bileşenden oluşur: Balık tüketimi haftada iki veya daha fazla porsiyon, kepekli tahıllar günde yaklaşık 100 gram ve meyve ve sebzeler de günde 4,5 fincan eşdeğerinden çok olmalıdır. Yani, “Akdeniz mutfağı” diye isimlendirilen mutfak öneriliyor. Ek olarak tuz ve şekeri azaltmak gerekiyor. Tuz günde 1,5 gramın ve ilave şekerin ise kadınlar için günde 25 gram ve erkekler için günde 37,5 gramı geçmemesi gerekmektedir. Trans yağlar ve hidrojenlenmiş yağların ise hayatımızdan tamamen çıkarılması elzemdir.

Dördüncü sırada fiziksel aktivite ve egzersiz gelir. Haftada en az 150 dakika ve bir seferde en az 10 dakika olacak şekilde mesela tempolu yürümek gibi orta düzeyde aktivite veya en az 75 dakika daha ağır mesela koşmak gibi bir egzersiz yapmak kalp damar sağlığı açısından fayda görmek için minimum düzey olarak görülmektedir. Bunun üzerine çıkmak hedeflenmelidir ama ne kadar yapılırsa kârdır ve faydalı olacağı bilinmelidir.

Yapılması mutlak gerekli olan beşinci madde kan basıncının bilinmesi ve 12/8 mmHg’in hedeflenmesidir. Hipertansiyonun felçle sonuçlanmadan yıllar öncesinden sessiz şekilde vücudu tahrip etmeye başladığı ve ancak bu dönemde tespit ve kontrol edilirse inme dahil ciddi komplikasyonların önlenebileceği bilinmelidir.

Altıncı unsur kan şekerinin öğrenilmesi ve 100 mg/dL’nin altının hedeflenmesidir. Kan şekeri yüksekliği yani diyabet inmenin sık ve önemli bir nedenidir. Kan şekeri ideali 100 mg/dL ve Hemoglobin A1c (uzun süreli şeker maruziyetin göstergesi) %5,7 altı olarak hedeflenmelidir.

Diğer bir önemli parametre yedinci sırada yer verdiğimiz kolesterol veya kan lipitlerinin düzeyinin bilinmesidir. Kan lipit (yağ) yüksekliği damar sertliği ve buna bağlı inmelerin en önemli nedenlerindendir. Total kolesterol düzeyi 200 mg/dL altında olmalıdır. Yaşamsal sekiz kampanyasında non-HDL (yani tüm zararlı kan yağlarının toplamı) düzeyinin 130 mg/dL altında olması hedef olarak konulmuştur.

Son olmazsa olmaz zaruret iyi uyumaktır. Sağlıklı uyku inmesiz yaşam için temel bir gerekliliktir. Sağlık için bir erişkinin günde 7-9 saat arasında ve dinlendirici bir uykusu olmalıdır. İyi uyku hijyeni inme riskini bariz azaltır. Ne kısası ne de uzunu makbul uykunun.

Bizim için en biricik gün olan 29 Ekim 2023’de yani cumhuriyetimizin kuruluşunun yüzüncü yıl dönümünde ancak sağlıklı bireyler olarak değerlerimize sahip çıkıp yükseltebilmek için önce kendimizin sağlıklı olması gerektiği hep aklımızda olmalıdır. Bu yıl 9 Mayıs Avrupa İnme Farkındalık gününde Avrupa inme organizasyonunun yayınladığı mesaj “İnmenin Avrupa’da çok önemli bir ölüm ve sakatlık nedeni olduğu”; “inmenin korunabilir, tedavi edilebilir ve yönetilebilir bir hastalık olarak bilinmesinin gerektiği”; “inmeden birincil korunma yani baştan önleme, akut dönemde inmenin yönetimi ve inme sonrası yaklaşımın mutlaka ulusal ölçekte planlamasının zarureti”; ve “ulusal bazda kurulacak sistemin çalışmasının ve kapasitesinin planlama, organizasyon ve dokümantasyon için gerekli olan verinin sağlanması” şeklinde özetlenebilecek kritik maddeler içeriyordu. Sürekli rasyonel veri toplanması ve bunların temelinde sürekli iyileşme hedefi esas görülmüştü. Mesajın son ve kritik maddesi Avrupa’da akut dönem inme tedavisi ve sonrasında destek ve tedaviye ulaşımda eşitsizliğin önüne geçilmesi idi. 2014’de İstanbul’da toplanan Dünya İnme Konferansında yayınlanan Küresel İnme Beyannamesi’nde konulduğu gibi bu sayılanlar bir insan hakkıdır. Ülkemizde şüphesiz bu alanda çok önemli mesafeler kaydetmiş durumdadır.

Bitirirken, şu noktayı vurgulamakta fayda var: Sağlıklı olduğunu düşünmek asla yetmez. Bugüne kadar hiç doktora gitmedim sözü bir marifet değildir. Damar hastalıkları belirli bir seviyeye ulaşmadan riskleri ortadan kaldırmak gerekir. Bunun için düzenli kontrole gitmek ama önemlisi yaşam tarzını değiştirmek ve damar dostu bir yaşam stilini benimsemek gerekir. Bu yemek, içmek, yürümek, uyumak yani gündelik yaşama dair her şeyi içeren bir düzeni kapsar. Tüm dikkat ve özene rağmen inme gelişirse bunu hemen tanımak ve bilmek, en erken ve en iyi tedaviyi alabilmek için de derhal 112’yi aramak gerekir. Bu kabiliyet ülkemiz insanında mevcuttur.

Prof. Dr. Mehmet Akif Topçuoğlu

Türk Nöroloji Derneği Başkanı (2021-2023)