Prof. Dr. Şerefnur Öztürk
Türk Nöroloji Derneği Başkanı
Selçuk Üniversitesi, Tıp Fakültesi Nöroloji AD Başkanı, Dekan Yardımcısı
BEYİN DAMAR HASTALIKLARINDAN KORUNMA VE TEDAVİ MÜMKÜNDÜR-
İNME, GELİYORUM DER, YETER Kİ FARKINDA OLALIM !
29 EKİM DÜNYA İNME GÜNÜ
Sizin, bir yakınınız yada arkadaşınızın aniden konuşması bozulursa, bir tarafındaki kol veya bacağında güçsüzlük, uyuşukluk fark ederseniz, yüzünde özellikle de ağız köşesinde şekil değişikliği, düşme olursa ne yaparsınız? Bu soruyla ne yazık ki her altı kişiden bir hayatı boyunca en az bir kere karşılaşmak durumundadır. Sorunun doğru cevabı ise hastanın inme geçiriyor olabileceği ve en hızlı şekilde nöroloji uzmanının çalıştığı bir hastaneye görülmesi, hatta imkan varsa ambulans çağırarak süreyi daha da kısaltmaktır. Bu durum neden önemlidir; çünkü beyin damar hastalıkları dünyada en fazla fonksiyon kaybına neden olan, yaşam kalitesini en fazla etkileyen ve ölüm nedeni olarak da ikinci sırada yer alan hastalık grubudur. Dünyada bir yılda 17 milyon kişi inme geçirmekte ve 6 milyon kişi inme nedeniyle hayatını kaybetmektedir yani yeni raporlara göre her 2 saniyede bir kişi inme geçirmektedir. Ne yazık ki ülkemizde de durum farklı değildir.
Son açıklanan TUİK raporlarına göre Türkiye’de beyin damar hastalıkları nedeniyle hayatını kaybeden kişilerin sayısı 2015 yılında yaklaşık 38.000’e ulaşmıştır. Bu yaygın hastalık grubunda farkındalığı artırmak, koruyucu ve tedavi edici koşulların iyileştirilmesine dikkat çekmek üzere 29 Ekim Dünya İnme Organizasyonu (World Stroke Organization- WSO) tarafından “Dünya İnme Günü” olarak ilan edilmiştir.
İnme gününden amaçlandığı şekilde, inmeden korunma, etkin ve hızlı tedaviye ulaşabilme, inme sonrası rehabilitasyon ve sosyal yaşamın iyileştirilmesine yönelik kurum ve organizasyonların aktivitelerini her inmeli bireye ve hasta yakınına ulaştırabilmeye yönelik düzenlemelerin de yetkili organlarca bu alanın deneyimli uzmanları ile işbirliği içinde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Toplum sağlığı açısından günümüz koşullarında salgın hastalıklara yaklaşımda olduğu gibi, hastaların yanı sıra sağlıklı ve risk altındaki toplumu da korumaya yönelik ileriye dönük güçlü stratejileri de gerektirmektedir. İnme hastalarının risk faktörlerini azaltacak yaşam tarzı değişiklikleri konusunda aydınlatılmaları ve bu konuda toplumun bütün organlarının uygun ortamı hazırlaması ve sürdürmesinin ilaç tedavileri kadar etkili olduğu kanıtlanmıştır. Okullardan başlamak üzere sebze ve meyveyi yeterince içeren doğru beslenme alışkanlıklarının edindirilmesi, sigara ve alkol kullanımının önlenmesine yönelik bilgilendirme, fiziksel aktiviteyi artıracak aktiviteler ve ortamların sağlanması, hipertansiyon, şeker hastalığı, kalp hastalıklarının düzenli kontrolü ve uygun tedavisi, obeziteyi önleyecek stratejiler sadece sağlık merkezleri ile değil, okullar, parklar, spor merkezleri, halk eğitim stratejileri ile bir bütün olarak ele alınmalıdır.
İnme beyin damar hastalıklarının ani olarak ortaya çıkan ve çok hızlı tedavi gerektiren bir durumdur. İnme tedavisinde en önemli faktör tedaviye çabuk ulaşabilmektir ki biz bunu “Zaman Beyindir” şeklinde ifade ederiz. Yani kaybedilen her dakika beyinde milyonlarca hücrenin ölümü demektir.
İnme belirtilerinin toplum tarafından tanınması, hastaların tedavi olanaklarına vakit kaybetmeden ulaşmasında en önemli faktördür. Günümüzde İnme tedavisini etkin olarak uygulayabilmek için asgari şartlar mevcut olduğu halde, inmenin kanıtlanmış, en etkili tedavisi olan trombolitik tedavi yani damar içindeki pıhtıyı giderici tedavi ancak %3 oranlarında uygulanabilmektedir. Bu durum antibiyotik ile tedavi edilecek bir hastaya antibiyotik vermemek kadar kabul edilemezdir. Ancak, bu tedavi imkanlarının daha yaygın olarak uygulanabilmesi için bir nöroloji uzmanı yönetiminde, inme konusunda özelleşmiş ünitelerin sayısı ve olanakları artırılmalı, yeterli insan gücü sağlanabilmesi için eğitimler sürdürülmelidir.
İnme hastalarının korunma ve tedavilerine yönelik olarak hazırlanan ve ilk olarak 2014 yılında İstanbul’da yapılan Dünya Strok Kongresinde oluşturulan ve ilan edilen “Küresel İnme Beyannamesi” ne göre inme hastaları beyin damar hastalıklarından korunma, risk faktörleri konusunda bilgilenme, risk faktörlerinden korunmak için ortam ve tedavi yaklaşımlarına ulaşımda, inme belirtileri konusunda yeterince bilgilendirilmiş olma ve hızlı, etkin tedaviye ulaşabilme, inme sonrası sosyal olanaklar ve rehabilitasyon tedavilerine ulaşım konularında haklarını bütün dünyaya ilan etmişlerdir. Bu haklar hem hasta hakları hem de temelde insan haklarını içermektedir, bunun da ötesinde mutlaktır ki hastasını en etkin şekilde tedavi etmek isteyen biz nöroloji uzmanlarının da en temel hakkıdır ve sağlık stratejileri oluşturulurken mutlaka dikkate alınmalıdır.
İnme sonrası da hastaların uygun ve yeterli rehabilitasyon tedavisi alabilmesi ve inme tekrarından korunması için önlemler ve altyapı olanaklarının iyileştirilmesi ve sürdürülmesi için ülke çapında etkin program ve projeler yürütülmelidir.