ALZHEIMER HASTALARI İÇİN ÖZEL BAKIM KOŞULLARI SAĞLANMALIDIR. HAYATIN HER AŞAMASINDA YAŞAM KALITESİ VAZGEÇİLMEZDİR. Prof. Dr. Şerefnur Öztürk

23.09.2017

ALZHEIMER HASTALARI İÇİN ÖZEL BAKIM KOŞULLARI SAĞLANMALIDIR.  HAYATIN HER AŞAMASINDA YAŞAM KALITESİ VAZGEÇİLMEZDİR.

Prof. Dr. Şerefnur Öztürk

Türk Nöroloji Derneği Başkanı

Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi

Nöroloji Anabilimdalı Başkanı

 

Nörolojik hastalıklar bütün dünyada yaşlanan nüfusla birlikte yaygınlığı giderek artan, kişilerin yaşam kalitelerini çok önemli ölçülerde etkilemek yanısıra, toplumsal sağlığı ve verimliliği de en fazla etkileyen hastalık grubudur ve bu nedenle de 21. yüzyıl “Beyin Yüzyılı” olarak kabul edilmiştir.

Yaşam koşullarının çok çeşitli nedenlerle etkilendiği dünyamızda toplum sağlığını tehdit eden yaygın hastalıklar özellikle de önlemlerin alınabilmesi açısından ele alınmaktadır. Bu hastalıkların başında ise yaşla birlikte belirgin bir artış gösteren Alzheimer hastalığı gelmektedir. Şu anda dünyada 50 milyon Alzheimer hastası olduğu tahmin edilmektedir. Bu durum gelecek yıllarda daha da önem kazanacak ve 2050 yılında dünyada  131 milyon Alzheimer hastası olacağı öngörülmektedir. Bu hastalıklardan korunma ve belirtilerin tanınması, erken tedavi olanaklarına erişimi artırabilme yönünde çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.  Alzheimer hastalığı için toplumsal farkındalığı artırma, tedavi ve bakım olanaklarının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla  21 Eylül “Dünya Alzheimer Günü” olarak kabul edilmiştir.

Alzheimer hastalığı beyinde hem hücre hem hücreler arası bağlantı kaybına neden olan,beyinde zararlı metabolitlerin birikimine neden olan ilerleyici bir hastalıktır. Hastalığın nedenleri arasında çok çeşitli faktörler araştırılmıştır ve halen araştırmalar devam etmektedir.

En yaygın ve erken belirtileri hafıza ile ilgili belirtilerdir. Günlük aktiviteyi etkileyecek düzeyde unutkanlık, kişilik ve davranış değişiklikleri, öğrenme ve plan yapma zorlukları, adres ve yön bulmada zorluklar, aşırı şüphecilik, yeme, uyku ve tuvalet alışkanlıklarında değişiklikler yanısıra daha geç evrelerde yürümede zorluklar, düşmeler, yutma zorlukları, kilo kayıpları ortaya çıkabilir.

Yaş ve genetik yatkınlık Alzheimer hastalığını da içeren demans hastalıklarında en büyük risk faktörleri olmaya devam etmektedir ancak, sağlıklı yaşam parametrelerinin durumu da bu hastalıkların ortaya çıkışını önemli düzeyde etkilemektedir. Hipertansiyon, kan yağlarında yükseklik, kalp hastalıkları, yetersiz fiziksel aktivite, şeker hastalığı, sigara ve alkol kullanımı ile bu hastalıkların ortaya çıkması neredeyse üç kat daha artmaktadır. Bu hastalıklara yol açan risk faktörlerinin tedavi edilmesi, yeşil yapraklı sebzelerin, meyve ve balığın bolca bulunduğu dengeli bir beslenme, kolesterolün düşük seviyelerde tutulması  riski azaltmaktadır. Çoğu nörolojik hastalıkda olduğu gibi Alzheimer hastalığında da korunma ve erken tedavi en önemli yaklaşımı oluşturmaktadır. Sağlıklı bir yaşam tarzı (özellikle fiziksel egzersiz, yürüyüş, Akdeniz diyeti) ve  zihinsel olarak aktif bir hayat en önemli koruyucu faktörlerdir

Sağlıklı beslenme ve yeterli fiziksel aktivitenin yanı sıra beyni sürekli yeni uyaranlara maruz bırakarak zinde tutmak çok önemlidir.  Yapılan çalışmalara göre demans gelişme riski, zihni çalıştıran oyunları sıklıkla oynayan kişilerde %74, yoğun şekilde okuyan kişilerde %35, müzik enstrümanı çalan kişilerde %69 ve bulmaca çözen kişilerde %41 daha düşük bulunmuştur. Dünya Nöroloji Federasyonu tarafından yapılan çağrıda “Sürekli merak ederek, araştırarak ve hayat boyu öğrenmeye kendinizi adayarak zihinsel olarak aktif olun: Okuyun, yazın, bulmaca çözün, tiyatroya gidin veya konferanslara katılın, oyun oynayın, bahçeyle uğraşın veya hafıza egzersizleri yapın. Sosyal olarak aktif olun, gönüllülük hizmeti vererek, seyahat ederek veya sosyal kulüplere katılarak sosyal ve boş vakit aktivitelerine katılın.” denmektedir.

 

Alzheimer’la mücadelede küresel çabalar

 

Demans hastalarının sayısının giderek artması sağlık alanında yaşanan büyük zorluklardan birini teşkil etmektedir. Aralık 2013’te, G8 liderleri tarafından yapılan beyanda amacın 2025 itibariyle demans için bir önlem veya hastalık seyrini değiştiren bir tedavi bulmak olduğu ifade edilmiş ve bu amaca ulaşmak için demans araştırmalarına ayrılan bütçe miktarının toplu olarak ve önemli ölçüde artırılacağı açıklanmıştır.  

 

2015 yılında, 47 milyon demans hastasına bakım sağlanması gerekiyorken, uzmanlar, bu rakamın 2030 itibariyle 75 milyona ve 2050 itibariyle de 131 milyona çıkacağını tahmin etmektedir.  Bu artışın ekonomik ve sağlıklı yaşam koşullarında kötüleşme olmak üzere büyük çapta sonuçları olacağı öngörülmektedir. 2015 yılında demans hastalıklarının maliyeti dünya çapında halihazırda 818 milyar Amerikan Doları gibi inanılmaz rakamlara ulaşmıştır.

 

Yapılan uluslararası çağrılarda Alzheimer Hastalığı olan tüm bireylerin toplumsal eşitsizliklere bakılmaksızın tanı ve tedaviye güvenilir şekilde ve zamanında erişim sağlayabiliyor olması gerektiği dile getirilmektedir

 

Son yıllarda demans hastalarının bakımında ve risk faktörleri ile önleme olanaklarına ilişkin araştırmalarda önemli ilerlemeler kaydedilmektedir.  Hastalığın belirtilerinin hasta ve daha çok hasta yakınları tarafından erken farkedilmesi yanısıra modern nörogörüntüleme yöntemlerinde de erken tanı alanında ileriye dönük önemli adımlar atılmaktadır. Alzheimer hastalığına karşı uygulanan aşılama stratejilerinden de bazı umut vaat eden sonuçlar beklenmekle birlikte, günümüzde şu ana kadar demansın en yaygın grubu olan Alzheimer hastalığının iyileştirilmesi ve hatta, çoğu hastada hastalık seyrinin durdurulması mevcut tedavilerle son derece zordur.  

Alzheimer hastalığı ve diğer dejeneratif yani ilerleyici ve hasar verici hastalıklar için yeni ve etkili tedavilerin geliştirilmesi için yatırımların yapılması bütün dünyada bilim camiasının en önemli hedefleri arasında yer almaktadır. Alzheimer hastalarının bakımında hasta yakınları büyük bir yük altındadır ve bu yük sağlık otoriteleri ve sosyal organizasyonlarca olabildiğince hafifletilmelidir. Çoğu durumda hastalar kadar, hastalığın getirdiği zorluklarla yıpranan hasta yakınlarına da destek psikolojik tedavi gerekmektedir.

Ülkemizde de Alzheimer hastaları ve hasta yakınlarının yaşam kalitelerini iyileştirecek donanımlı merkezlere ve bu merkezlerde bilgi, sabır, titizlik, özen ve şefkatle, en etkin şekilde işlerini yapabilmeleri için uygun çalışma koşullarına sahip merkez çalışanlarına büyük ihtiyaç vardır.

.