Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, Sağlık Bakanlığı'nca yayımlanan "Akut İnmeli Hastalara Verilecek Sağlık Hizmetleri Hakkında Yönerge"ye ilişkin, "Yönerge ile akut inme hastaları, inme belirtileri ortaya çıktığı anda 112 organizasyonu ile damar açıcı tedavi yapılabilen inme üniteleri ve merkezlerine direkt olarak en hızlı şekilde ulaştırılabilecekler." dedi.
Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir süredir sürdürülen ve başta nöroloji uzmanları olmak üzere, radyoloji, beyin cerrahi, acil tıp, kardiyoloji uzmanlarının da katılım ve katkılarıyla oluşturulmuş olan yönerge ile Türkiye'de inme tedavisinde çağa uygun başarı oranlarına ulaşmanın mümkün olduğunu söyledi.
Yönerge ile inme tanı ve tedavisinde mevcut kaynakların en akılcı şekilde kullanımının sağlanacağını vurgulayan Öztürk, "Yönerge, inme ünite ve inme merkezlerinin alt yapı özelliklerini ve standartlarını tanımlamıştır. Bunun yanı sıra, multidisipliner ekip oluşmasını, ekipte yer alacak diğer sağlık çalışanları ve bu çalışanların eğitimleri ve merkezlerin gelişimlerinin denetlenmesinin esaslarını belirtmiştir. İnme belirtisi gösteren bir hastanın 112 Acil Koordinasyon aşamasından itibaren izleme basamakları belirlenmiş ve her şeyden önemlisi, inme üniteleri ve inme merkezlerine hastaların nasıl yönlendirileceği vurgulanmıştır." diye konuştu.
Akut inme hastalarına en etkin tedavilerden birinin damar açıcı ve destekleyici tedavileri sağlamak olduğuna dikkati çeken Öztürk, "Hastaların, nöroloji uzmanı yönetimindeki inme ünitelerine ve inme merkezlerine hem damardan tedavi hem de girişimsel yani damar içi tedavileri uygulamak üzere ulaştırılmasının sağlanması bu yönergenin temel hedefini oluşturmaktadır. Yani bu yönerge ile akut inme hastaları, inme belirtileri ortaya çıktığı anda 112 organizasyonu ile damar açıcı tedavi yapılabilen inme üniteleri ve merkezlerine direkt olarak en hızlı şekilde ulaştırılabilecekler." ifadelerini kullandı.
- "Kaynaklar verimli kullanılabilecek"
Öztürk, inme tanısı konan hastaların durumlarına göre en uygun tedaviyi inme ünitesi veya merkezlerinde alabileceklerine vurgu yaparak, "İnme tedavisinde en etkin rolü oynayan inme üniteleri ve merkezlerinin donanımı ve standartları geliştirilebilecek, yurt sathında dağılımları artırılabilecektir. İnme konusunda en iyi tedaviyi verebilecek şekilde multidisipliner iş birliği sağlanabilecek ve mevcut kaynaklar en verimli şekilde kullanılabilecektir." dedi.
İnme hastalığının dünyada ve Türkiye'de önde gelen sağlık problemlerinden olduğuna dikkati çeken Öztürk, inmeye neden olan risk faktörlerinin artması ve yaşlı nüfusun yükselmesine paralel olarak inme sıklığının arttığını belirtti.
Öztürk, her yıl 40 bin kişinin inme nedeniyle hayatını kaybettiğini vurgulayarak, inmenin koroner kalp hastalıklarını takiben ikinci en sık ölüm nedeni olduğunu söyledi.
- "Kesintisiz hizmet verecek"
İnme gelen hastaya hızlı müdahalenin önemine işaret eden Öztürk, inme hastalığında beyin damarlarının kısa sürede tıkandığını böylece hızla hasarların oluştuğunu aktardı.
Öztürk, oluşmuş hasarı geri döndürmenin imkansız olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Ancak, halen tam hasar görmemiş alan var ise buraları kurtarmak damar açıcı tedavilerle mümkündür. Zamana karşı yarışmayı gerektiren bu durumda kritik süre 4 buçuk saattir. Ancak uygun hastalarda direkt damar içinden pıhtıyı çıkarıcı müdahaleler için bu süre 24 saate kadar artabilmektedir. Zamana karşı yarışta ikinci adım tedaviye çabuk ulaşabilmektir. Bu birimlerin en önemli özelliği, nöroloji uzmanı yönetiminde 7/24 kesintisiz hizmet verecek merkezler olmasıdır."