"Beyin Farkındalık Haftası" kutlu olsun! Vücudumuzun en karmaşık organı beyindir. Dünyada var olmamızı sağlayacak tüm düzenlemeleri yapar. Bizi biz yapan duygu, düşünce, hafızadan; nefes alma, dokunma, motor işlevler, görme, sıcaklık ve açlık algısı gibi tüm becerilerimizin merkezidir. Beyin ve ondan uzanan omurilik, merkezi sinir sistemini oluşturur.
Beynimiz vücut ağırlığımızın sadece %2’sini oluşturmasına rağmen, tüm bu fonksiyonlarını görebilmek için vücuttaki oksijenin %20’sini ve glikozun %20’sini kullanarak muazzam bir enerji harcar. Böylece hücre ve hücre altı düzeyde oldukça ince ayarlanmış bir kontrol ile işlevlerini sürdürür. Bu ince ayarlara iç veya dış etkenler tarafından gelen ufak zararlar, kısıtlı tamir mekanizmalarına sahip bu hassas yapıyı hızla bozabilir. Neredeyse tüm fonksiyonlarımızdan sorumlu beynimizin sağlığı, kişisel ve toplumsal önceliğe sahiptir. Her yaştan insanda beyin hastalıkları ortaya çıkabilir. Hem normal beyin işlevlerinin hem de beyin hastalıklarının tanı, tedavi ve önlenmesi için temel nörobilim gereklidir. Temel nörobilim; sinir sistemindeki tek tek hücrelerin ve hücre çeşitlerinin, birbirleriyle mikro ve makro düzeydeki iletişimleri ile mikron düzeylerinde hücre içine yönelik deneysel ve klinik çalışmalar denizidir. Birçok alt disiplini bulunan ve gelişen teknolojik gelişmelerle her geçen gün yeni alt dallarının oluştuğu nörobilim, normal sinir sistemi yanında nörolojik hastalıkların mekanizmalarının anlaşılması ve potansiyel tedavi hedeflerinin belirlenmesini amaçlar.
Temel nörolojik bilimler alanında yapılan deneysel çalışmaların klinik uygulamalara ve teknolojilere dönüşmesini, klinikten elde edilen verilerin laboratuvarda modellemelerle anlaşılmaya çalışılması çığır açan uygulamalara yol açmayı amaçlayan girişimlerdir. Maddi ve manevi olarak bu yola baş koymuş, bilimi önceleyen kişilerin destekleriyle her gün daha da gelişmektedir. Son amaç ise toplum beyin sağlığının korunmasıdır.
Prof. Dr. Müge Yemişci Özkan (PhD) Hacettepe Üniversitesi